Athena'nın Şehri: Atina

Antik Yunan mitolojisini ve aslında daha genel olarak mitolojiyi o kadar iyi bilmesem de bu hikaye sanırım hepinizin ilgisini çekecek. Atina; adını, bilgelik tanrıçası Athena ile denizlerin tanrısı Poseidon arasındaki bir yarışmadan almış. İkisinin de Atina'da gözü varmış ve ölümlülere daha çok fayda sağlayacak bir hediye ile gelenin kazanmasına karar verilmiş. Poseidon, meşhur çatallı mızrağı ile Akropolis kayalığına vurmasıyla, kayalıktan tuzlu su fışkırmaya başlamış. Athena ise kayaya vurmuş ve zeytin ağacı çıkmış. Zeytin ağacının daha faydalı ve değerli olduğuna karar verilmesiyle, Athena kentin koruyuculuğunu kazanmış.


Gelelim Atina maceramıza... Atina Havalimanı'ndan şehir merkezine sanırım en hızlı ulaşım metro ama metronun biraz pahalı olduğunu söylemek lazım. 2 kişilik bilet 14€, tek alırsanız 8€ ama şehir merkezine en kolay ve rahat ulaşım olduğunu söylemek gerek. İlk olarak bize evini açan arkadaşımıza gidiyoruz. Sonrası semt pazarında güzel ve taze bir alışveriş. Hemen ardından hiç dinlenmeden Yunan bir arkadaş ile mini bir şehir turuna çıkıyoruz. Yorgo bizi Atina'nın kalbi olan Monastiraki Meydanı'ndan başlayarak gezdirmeye başlıyor. Gezinin en sevdiğim kısmı ise mini bir Santorini olan Anafiotika bölgesi. Bembeyaz kireç badanayla boyanmış, dar sokaklı evler. Tam karşımızda Likavittos tepesi. Atmosfer harika, burayı görmeden dönerseniz bence Atina geziniz eksik kalmış olur.


Pazar günü Monastiraki tarafında bit pazarı kuruluyor. Ancak "Athens Flea Market" tabelasının olduğu sokaklar yerine ara sokaklara girmelisiniz. Bir şey buluruz umuduyla çok gezdik, çok büyük ve çeşitli olmasına rağmen bir şey satın alamadık. Buradan yürüyerek Keramikos arkeolojik bölgesine gittik. Söylemeden geçemeyeceğim Atina kesinlikle arkeoloji, tarih veya mitoloji meraklıları için bulunmaz bir şehir. Keramikos adını şehir surlarının kil yataklarında çalışan çömlekçilerden almış. Hemen ileride eskiden gaz fabrikası olarak kullanılan şimdilerde ise sergilere ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan yere gidiyoruz. Eskiden teknik amaçlarla kullanılan yerlerin sanatsal aktivitelere açılması fikrini her zaman çok beğenmişimdir. Burası da güzel yerlerden biri. İçeride eski plak satışı yapılıyor. Herkes deli gibi plak satın alıyor.


Hemen ardından Sintagma meydanına ve oradan da meşhur ponponlu Yunan askerlerinin nöbet tuttuğu parlamento binasına ve sonrasında yanında bulunan 'National Garden'a gidiyoruz. Yani Ulusal Bahçe. Bahçenin girişinde bir harita var, dedik galiba kaybolacağız ama haritayı biraz büyük yapmışlar anlaşıldı... Yürüyerek Yunan topraklarındaki en büyük tapınak olan Zeus Olympias Tapınağı'nı ve hemen yakınındaki Panathenaiko Olimpik Stadyumunu görüyoruz.


Sonra polisin giremediği ve her girdiğinde olayın çıktığı biraz da kolektif bir bölge olan Exarchia'ya gidiyoruz. Duvarlardaki bazı grafitiler görülmeye değer. 2008 ayaklanmasında Yunan polisi tarafından 16 yaşındayken öldürülen Alexis'in vurulduğu yeri görüyoruz. Hemen yanında Berkin'in fotoğrafı var. Tüylerim diken diken oluyor.


Atina gezimiz devam ediyor. Bu arada 5 gün için tüm toplu taşıma araçlarında geçerli olan ulaşım kartı 10€. Kısa süreli gidenler için kesinlikle alınmalı zira sınırsız kullanabiliyorsunuz. Biz ayrılırken 1 gün daha kaldığı için Yunan kardeşlerimize verdik kartlarımızı, aklınızda olsun kart paylaşımı epey popüler. Gezimiz Arkopolis ile devam ediyor. Akropolis'e çıkmadan evvel Akropolis Müzesi'ne (Giriş 5€) mutlaka gidin zira Akropolis gezinize biraz anlam katmış olur. En azından bende öyle oldu. Sonrasında Akropolis'e çıkıyoruz. Giriş 12€ ancak sadece Akropolis değil; Agora, Keramikos, Hadrian Kütüphanesi vs gibi 7 yerde 4 gün boyunca geçerli bir bilet. O sebeple pahalı değil aslında.

Atina'nın neredeyse birçok yerinden görülen ihtişamlı Akropolis aslında 'en yüksek nokta' anlamına geliyor. Hem tapınak hem de belirli dönemlerde savunma amacıyla kullanılan bu en yüksek noktadan Atina manzarası harika. Atina'nın simgesi Parthenon, bilgelik tanrıçası Athena'ya ithaf edilmiş ve Bakirenin Tapınağı anlamına gelirmiş. Ayrıca kentin hazinesine ev sahipliği yaptığı için hem ruhani hem dünyevi güçleri bir araya getirmiş. Erekhteion ise Athena ve Poseidon'a tek çatı altında tapınma olanağı yaratmış. Neyse Antik Yunan mitolojisi bilgilerini kendiniz de okuyabilirsiniz diyip, buradaki manzaranın tadını çıkartmanızı tavsiye ediyorum. Yukarıdan Dionysos ve Herodes Atticus Tiyatrosu'ndan Olimpik Stadyuma kadar herşeyi görmeniz mümkün. Genel olarak Atina hayal ettiğimin biraz daha altındaydı, gerçi bir Amsterdam beklemiyordum ancak binaların çokluğu, kaldırımların bozukluğu, çöp kutuların doluluğu, insanların benzerliği ile zaman zaman kendimi Türkiye'de hissetmedim dersem yalan olur. Belirmekte fayda var kışın Agora, şehir müzesi gibi birçok önemli yerin kapanış saati 14:30-15:00 olabiliyor. O sebeple rehberlerde yazana pek de inanmayın zira bizim gibi sürprizlerle karşılaşıp, planlarınız bozulabilir. Aklınızda olsun.

Atina'dan:
Dönmeyin...


Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,